PESO Modeli Nedir ve 4 Adımda Nasıl Uygulanır?

4

Betül Canan

 8 dk. ·  27 Ağu

42kraft
İÇİNDEKİLER
BU YAZIYI PAYLAŞIN

PESO modeli, karmaşık medya ve iletişim dünyasında markaların etkili bir şekilde iletişim kurmasına yardımcı olan çığır açan bir yaklaşımdır. Açılımı ise "Paid, Earned, Shared, Owned" yani "Ücretli, Kazanılmış, Paylaşılmış, Sahip Olunan" kanal olarak dört ana kategoride toplanır. Bu model, etkili ve entegre iletişim stratejileri oluşturmak için değişik kanal türlerini nasıl kullanabileceğinizi gösterir. Her biri ayrı güçlü ve zayıf yönleriyle, bu dört kanal türünün bir arada ve dengeli bir şekilde kullanılmasıyla maksimum iletişim etkinliğine ulaşılabilir. Gelin konuyu daha derinlemesine inceleyelim.

PESO Modeli Hakkında

Nedir ve Neden Önemli?

PESO Modeli, pazarlama ve iletişim stratejilerinde kapsamlı bir yaklaşım sunar. Paid (Ücretli), Earned (Kazanılmış), Shared (Paylaşılmış), ve Owned (Sahip Olunan) kanalları temsil eder. Markaların farklı medya kanallarını daha etkin bir şekilde kullanarak kapsamlı bir iletişim stratejisi oluşturmasını sağlar. Her bir kanal, markanın geniş kitlelere ulaşmasını, güvenilirlik ve otorite kazanmasını ve tüketicilerle etkileşimde bulunmasını sağlayan benzersiz avantajlar sunar. Markaların sadece tek bir kanala bağımlı kalmamasını, bütünlükçü bir yaklaşım ile daha geniş ve etkili bir erişim sağlamasını teşvik eder. Bu da markayı genel pazarlama ve iletişim hedeflerine ulaştırır.

Kökeni

PESO modeli, 2014 yılında Gini Dietrich tarafından oluşturuldu. Özellikle dijital iletişimin ve sosyal medyanın yükselişiyle, geleneksel medya iletişim modelinin yetersiz kaldığı bir dönemde ortaya çıkan model, markaların dijital varlıklarını daha stratejik ve ölçümlenebilir bir şekilde yönetmelerine olanak tanır. Gini Dietrich'e göre, bu dört kanalın her biri bir piramidin köşelerini oluşturur ve bir köşe eksik olduğunda, iletişim stratejisi de eksik kalır. Bu model, iletişim profesyonellerinin işlerini doğrudan sonuca bağlamalarına yardımcı olur, ayrıca PR (Halkla İlişkiler) dünyasında sıkça karşılaşılan bir zorluk olarak görülmektedir.

PESO Modeli Neden Var?

PESO modeli, birçok iletişim problemini ele alarak çözüm sunar. Geleneksel pazarlama yaklaşımları çoğunlukla tek bir kanal formatına odaklanırken, iletişim ve pazarlama uzmanlarının dört kanalı entegre etmelerini sağlıyor. Bu sayede, kampanyaların erişim ve etkisi de aynı oranda artıyor.

Ücretli, kazanılmış, paylaşılmış ve sahip olunan kanallar arasındaki uyum, markaların daha geniş kitlelere ulaşmasını, müşteri sadakatini ve pazarlama ROI (yatırım getirisi)'sini artırmayı sağlar.

Mesela, ücretli kanal kampanyaları, hedef kitlenize doğrudan ulaşarak anında görünürlük ve trafiğe yol açarken, kazanılmış kanal, güvenilirlik ve otoriteyi pekiştirir. Paylaşılmış kanal, tüketiciler arasında organik etkileşimleri teşvik ederken, öbür tarafta sahip olunan kanal üzerinde tam kontrole sahip olmanızı ve kendi mesajınızı doğrudan kitlelere ulaştırmanızı sağlar. Bu yaklaşımlar, hem kısa dönemdeki görünürlüğünüzü hem de uzun vadeli marka değerinizi artırmada önemli bir rol oynar.

PESO Modelinin Bileşenleri

Ücretli Kanallar

Ücretli kanallar, markaların belirli hedef kitlelere ulaşmak için medya alanı satın aldığı kanalları ifade eder. Bu kanallar arasında geleneksel reklamlar, sponsorluklar, dijital reklamcılık (tıklama başına ödeme reklamları gibi) bulunur. Ücretli kanallar, etkili ve hızlı sonuçlar elde etmek için mükemmeldir, çünkü markalar bu kanallar aracılığıyla mesajlarını doğrudan tüketiciye iletebiliyorlar. Mesela, bir teknoloji şirketi, yeni bir uygulamalarının tanıtımı için popüler bir teknoloji blogunda sponsorlu bir makale yayınlayabilir.

Kazanılan Kanallar

Kazanılan kanallar, markanın doğrudan ödeme yapmadan elde ettiği medyadır. Bu genellikle medya kapsamı, sosyal medyada bahsedenler, incelemeler ve diğer üçüncü parti onayları gibi organik etkileşimler yoluyla gerçekleşir. Bu da, müşterilerin olumlu yorumları ve influencer önerileri, markanın kazandığı medyayı oluşturabilir. Bu tür kanallar, genellikle yüksek düzeyde güvenilirlik ve marka prestiji ile ilişkilendirilir çünkü tüketici gerçek kullanıcı deneyimlerine dayanarak karar verir.

Paylaşılan Kanallar

Paylaşılan kanallar, içeriğin markalar ve tüketiciler tarafından ortaklaşa kullanıldığı ve yayıldığı medya türleridir. Sosyal medya platformları, bloglar ve forumlar gibi alanlarda gerçekleşir. Markalar, bu kanallar aracılığıyla kendi içeriklerini paylaşabilir ve takipçilerinin de içerik paylaşmasını teşvik edebilir. Hem içeriğin organik olarak yayılmasını sağlar hem de topluluk içindeki etkileşimi artırır. Bir marka tarafından başlatılan viral bir sosyal medya kampanyası, kullanıcıların kendileri tarafından üretilen içeriklerle (UGC) desteklenebilir.

Sahip Olunan Kanallar

Sahip olunan kanallar, markanın tam kontrolü altında olan ve doğrudan içerik yayınladığı platformlarıdır. Bu, markanın websitesi, blogları, e-posta bültenleri ve diğer dijital varlıkları içerir. Sahip olunan kanallar, markaların kendi hikayelerini kendi şartlarında anlatmalarına olanak tanır ve müşterilerle doğrudan bir iletişim kanalı kurar. Bir şirketin kendi blog sayfasında endüstri trendleri hakkında düzenli yazılar yayınlaması, kendi uzmanlık alanını ve düşünce liderliğini pekiştirmenin bir yoludur.

Dört Adımda Uygulanması

Sahip Olunan Medya ile Başlayalım

Uygulamaya başlarken, sahip olunan medyadan başlamak idealdir. Burada, markanın kontrolünde olan içerikler üzerinde tam hakimiyet ve yönlendirme şansı bulunur. Sahip olunan kanalların güçlendirilmesi, diğer medya türlerinin başarılı bir şekilde entegre edilmesi için sağlam bir temel oluşturur. Kendi websitenizde ve blog sayfanızda zengin içerikler üreterek bunları diğer kanallarda kullanabilirsiniz.

Paylaşılan Medyayı Bütünleştirelim

Sahip olunan medyanın güçlendirilmesinin ardından, paylaşılan medya stratejileri devreye girer. Burada amaç, içeriğin sosyal medya platformlarında paylaşılmasını teşvik etmek ve bu platformlardaki etkileşimi artırmaktır. Bu noktada markalar, hashtag kampanyaları veya etkileşimli yarışmalar düzenleyerek tüketicileri içerik üretmeye ve paylaşmaya teşvik edebilir.

Kazanılan Medyadan Faydalanalım

Kazanılan medya, markanın sektördeki prestijini ve güvenilirliğini artırma fırsatı sunar. Bu aşamada, PR çalışmaları ve influencer işbirlikleri devreye girebilir. Sektörde insanlar tarafından onay görmüş influencer'larla yapılan ortaklıklar veya medya ilişkilerinin kurulması, markanın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilir.

Ücretli Medyayı Etkin Kullanalım

Son adım olarak, ücretli medya stratejileri, kazanılan ve paylaşılan medya çabalarını desteklemek için kullanılır. Burada, hedeflenen reklamlar veya sponsorluklar aracılığıyla belirli kitlelere ulaşılır. Bu, özellikle yeni ürün lansmanları veya özel promosyonlar için etkili bir yöntemdir. Bir ürününüzün lansmanı sırasında yapacağınız hedefli dijital reklam kampanyaları, ürünün piyasaya sürülmesini geniş kitlelere duyurabilir.

Sonuç

PESO modeli, kompleks medya türlerini düzenlemek ve anlamak için kapsamlı bir yaklaşım sunar. Paid, Earned, Shared ve Owned (Ücretli, Kazanılmış, Paylaşılan ve Sahip Olunan) kanallardan oluşan bu model, markalar ve iletişim profesyonelleri için önemli stratejik avantajlar sağlar. Her medya türü kendi başına güçlü olduğu kadar, birlikte kullanıldıklarında müthiş bir enerji noktası yaratıp markanızın etkileşimini ve görünürlüğünü artırabilirler.

Markanızın hedef kitlenizle etkileşimde bulunma şeklini, itibarını ve pazarlama çabalarının genel etkinliğini önemli ölçüde geliştirebilir. Özellikle, tüketicilerin kanallara ve reklamlara olan bakış açılarının sürekli değiştiği göz önüne bulundurulduğunda, bu modelin esnek yapısı bu gibi zor durumlara uyum sağlamayı da kolaylaştırır.

Basit bir başlangıçtan, karmaşık ve çok kanallı kampanyalara kadar, her ölçekteki işletme için uyarlanabilirliğe sahiptir. Dolayısıyla, markanızın iletişim stratejisini optimize etmek ve güçlendirmek için PESO modelini temel alan bütüncül bir yaklaşım benimsemeyi düşünebilirsiniz. Her bir medya türünün potansiyelini maksimize ederek, sadece mevcut pazarlama ve iletişim hedeflerine ulaşmakla kalmaz, aynı zamanda markanızın rekabet avantajını da sürekli olarak geliştirirsiniz.

Bu konuyla ilgili kapsamlı bir kılavuza ihtiyacınız varsa bu linkten ulaşabilirsiniz.

Bu yazıyı beğendiyseniz ve daha fazlasını merak ediyorsanız 42kraft blog sayfasına davetlisiniz.


# İlginizi çekebilecek diğer içerikler
İlginizi çekebilecek diğer içerikler